İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta ZEYNEL IRMAK
Zeynel Irmak, Lozan Antlaşması ile mübadil olarak gelen Girit Türklerinden Veli oğlu Hasan (Velaki Hasan)’ın 1929 yılında Şirince’de doğan oğludur. O dönemde Şirince’de iş sahası olmadığından, ailesi aynı yıl Selçuk’a taşınır. Selçuk İsabey İlköğretim Okulu’nda, ardından ortaokulu Bornova’da okur. İzmir Atatürk Lisesi’nde ikinci yılını okumakta iken “Kas Distrofisi” hastalığı meydana çıkar ve okulu terk etmek zorunda kalır. Daha sonra ailesinin yanına döner.
Zeynel Irmak, 1946 yılında Demokrat Parti kurulunca Selçuk gençlik kolunu organize eder. 1952 yılında DP Buca Başkanlığı’na seçilir ve 1954 yılında Demokrat Parti İzmir İl Sekreterliği’nde çalışması istenir. Bu nedenle İzmir’e taşınır. İsterseniz, bundan sonrasını kendi ağzından dinleyelim:
1939 yılında daha ülkemizde turizmin adı bile yokken ilkokul öğretmenimiz rahmetli Osman Barış kendi imkânları ile temin ettiği EFES tarihini bizlere ders olarak ezberletti, öğretti, imtihan etti ve iyice kafamıza yerleştirerek, Selçuk’un geleceğinin turizmde olacağı mesajını vererek bizleri hazırladı. Bu vesile ile öğretmenimi rahmetle ve şükranla anarak ve şimdiki öğretmenlerimize ithaf ederek sözlerime başlamak istiyorum. Gerek genel yönetimde gerek yerel yönetimde görev alanların vatandaş lehine özveride bulunmaları gerekir. Özellikle yerel yönetimde bu daha kaçınılmazdır. Yerel yönetici günün 24 saatinde vatandaşla karşı karşıyadır ve vatandaş her zaman haklıdır. 1580 sayılı belediye kanunu başlangıç maddelerinde, belediyeyi tarif ederken özetle “Belediye, belde ve belde sakinlerinin medenî mahiyette ihtiyaçlarını düzenleyen kurumdur” der. Yönetime talip olan arkadaşlar buradan yola çıkar ve uygularsa başarılı olurlar.
1955 yerel seçimlerinde Selçuk’ta DP kazanır. Belediye meclisi o zamanki yasaların verdiği yetki ile aday olmadığım halde beni hemşehriler arasından başkanlığa seçer. Böylece 26 yaşında zor ve önemli bir sorumluluğu yüklenmiş oldum.
1955 yılında Selçuk’un ve belediyenin durumu:Gönder
Nüfus 5025, Kuşadası’na bağlı bucak, sanayi yok. Sadece birkaç yağhane ve yeni kurulan küçük çapta bir çırçır fabrikası. Gelir tamamen tarıma bağlı fakat toprak yok. Halkın çoğunluğu tarım işçisi. İçme suyu yeterli değil, 75 kw bir jeneratörle elde edilen elektrik ancak sokaklara ve belirli saatlerde çarşı içine yetebiliyor, araç gereç yok, 750 kg kapasiteli bir Skoda kamyonet hem makam aracı hem temizlik aracı, yangın için tedbir yok. Sokaklar toprak, kışın çamur, yazın evlerden akan sular bunların yanında 160.000 TL civarında bütçesi olan bir belediye.
Bu arada şunu vurgulamak isterim ki, amacım benden önce çalışan arkadaşlarımı eleştirmek veya kötülemek değil; o dönemi yaşamayan nesle objektif olarak Selçuk’un durumunu anlatmaktır. Yoksa bütün arkadaşlar imkânlar içerisinde en iyisini yapmaya çalışmışlardır. Bundan hiç şüphem yok. O dönemde kaynak yaratmanın güçlüğünü o günleri yaşayanlar bilir. Selçuk’un kurtuluşunun, Kuşadası’ndan ayrılıp müstakil ilçe olmasında olduğunu gören benden önceki arkadaşlar, gerekli girişimleri yapmışlar; ancak Kuşadası’nın ve Aydın’ın karşı çıkması yüzünden bir türlü sonuca ulaşılamıyor.
Benim şansım, DP İl Merkezi’nde çalışmış olmam ve milletvekilleri ile kurduğum yakın ilişki ile diyalogun avantajını Selçuk lehine kullanmamdır. Bundan başka Selçuk’ta belediye meclisinin, DP ve CHP yönetim kurullarının sonuna kadar şartsız verdikleri destekleri güç kaynağım olmuştur.
İlk etapta araç-gereç temini ele alındı. Milletvekillerimizin ve bakanlarımızın desteği ile İller Bankası’ndan ve bakanlıklardan alınan yardımlarla 5 tonluk devirme kasalı bir çöp kamyonu, yangında kullanılmak üzere bir arozöz alındı. Yeterli olmayan elektrik gücünü arttırmak için 2 adet 75’şer kw. lık jeneratör alınarak hizmete kondu.
İkinci etapta; süratle gelişen ve büyüyen Selçuk’un belediye hudutlarının genişletilmesi ele alındı. 1956’da bugün dahi aynen kullanılan hudutlar tespit edilerek bakanlığa onaylatılmış, haritasının çizilmesi işi İller Bankası’na verilmiştir. Aslında hududun genişletilmesinin altında ilkokul öğretmenimin ikazı yatar. Turizm gelirinden belediyenin dolayısı ile Selçukluların yararlanabilmesi için, belediyenin bu yerlerde yetkili ve etkili olması lazım. Bunun için de bu yerlerin belediyeye bağlanması gerek. Arazi spekülasyonunu önlemek için çalışmaları gizli yürüttüm ve o zamanki deyimle mevzi planlarla Pamucak, Efes ve Meryem Ana Evi’nin bulunduğu saha Selçuk Belediye’sine bağlandı.
Böylece ileriki yıllarda belediye, Pamucak’ta tesislerini yapabildi. Turizm gelirlerinin % 40’ının belediyeye verilmesi olanağı sağlandı. Son yıllarda bu oranın %10’a düşürüldüğünü duydum, doğru ise nedenini anlayamıyorum; çünkü bu protokole bağlanan bir anlaşma idi.
Yıl 1956… Merkezi İzmir’de bulunan Ege Turizm Cemiyeti Başkanı (Merhum) Suat Yurtkoru bir misafiri ile gelir tanıştırır. Mr. Quatman, Amerika’dan gelmiştir. St. Jean Kilisesi’ni restore edeceğini, ilgili devlet kuruluşlarından izin aldığını, çevre tanzimi konusunu belediye ile konuşmak istediğini ifade der. Sayın Quatman ile yapılan müzakere sonunda, çevre tanzimi için yapılacak kamulaştırmanın Selçuk Belediyesi tarafından yapılmasında ve iş tamamlanıncaya kadar her yıl belediye veznesine yüz bin dolar yatırılması anlaşmasına varılır ve iş resmileştirilir. Araya 1960 ihtilali girdiği halde işin uygulamasına rağmen sonuca ulaşılır ve bugünkü görünüm ortaya çıkar. Böylece Selçuk, turizmin ilk meyvesini tatmış oldu. Bu işin kararı verildiğinde bazı çevrelerce Hıristiyanlık propagandaları yapılacak diye eleştirildim. Allah’a şükür ki 46 yıldır Selçuk’ta kimsenin Hıristiyan olduğunu duymadım. Sayın Quatman’ın hâlâ Selçuk’a geldiğini öğrendim. Belediye ve sivil toplum kuruluşlarına benim önerim, ilgilensinler. Fahri hemşehrilik payesi versinler. Sayın Quatman’ın Selçuk’a hizmet etmek istediğine eminim.
Selçuk’un gelişmesinin Kuşadası vesayetinden kurtulması ile olabileceğini gören 1950’li yılların Selçuk yöneticileri Selçuk’un ilçe yapılması müracaatını yaptılar. Kuşadası ilçesi ve Aydın ilinin karşı çıkması ile iş bir türlü sonuca ulaşamadı. Ben de sorunun üzerine ısrarla gittim ve 1957 yılında Selçuk ilçe oldu. Böylece Zeynel Irmak, Selçuk nahiyesinin son, Selçuk ilçesinin ilk “Belediye Başkanı” olmak gururuna ulaştı. Emeği geçenlerden ölenleri rahmetle, yaşayanları minnet ve şükranla anarım.
Hizmet çizelgemde görüldüğü gibi 1958 yılında İzmir Belediye Başkanı ve DP İl Başkanı Sayın Faruk Tunca ve İzmir Valisi Sayın Kemal Hadımlı’nın arzusu ile İzmir Belediyesi kadrosuna alındım. Böylece Selçuk Belediye Başkanlığı’ndan ayrılmak zorunda kaldım
1961 yılında Adalet Partisi kurulunca, Selçuk İlçe Başkanlığı’na getirildim. 1963 yerel seçimlerinde İl Genel Meclisi üyeliğine seçildim. 6 kez aralıksız il Daimi Komisyon üyeliği olmak üzere 10 yıl Selçuk köylerine hizmet vermeye gayret ettim. İl fidanlığının Selçuk’ta kurulması, Zeytinköy’ün okul yol ve köprü, Barutçu’nun okul, Çamlık ve Belevi’nin su ve okul, Acarlar ve Havutçulu’nun heyelan nedeni ile bugünkü yerine nakli ve Şirince köyünün kaderini değiştiren meyvecilik projesinin hayata geçirilmesi bunlardan bazılarıdır.
1973 yılından itibaren hastalığım ilerlemiş ve hareket kabiliyetim azalmıştı. 8 yıldan bu yana yürüme gücümü kaybettim. Bu nedenle çok sevdiğim hemşerilerimin arasına karışamıyorum. Bu vesile ile sizlerin aracılığıyla bütün Selçuklulara selam ve sevgilerimi sunuyorum.
“Beldemizi sevelim ve sevdirelim…” diyen Zeynel Irmak, rahat ve huzur dolu bir yaşamın ardından 26.03.2006 tarihinde hayata gözlerini yumdu..
Benzer Haberler
OĞLUNUN GÖZÜNDEN CENGİZ BAYKAL
İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta ATİKE KARAOKUTAN BAŞARAN
İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta Aynur Abasız
İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta Dr. Mustafa Cahit TANMAN
İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta SABRİ MELER
İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta ZEYNEL IRMAK
İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta Başöğretmen MEHMET CEMAL ÖZKAYNAK
İz Bırakanlar Köşesinde Bu Hafta Sümer Büyüktosun