En Büyük Engel Yüreğimizde

Yıllar önce bir yaz günü , öğle yemeğimizi  yerken acı bir fren sesi ile irkildik ailecek. Korku içinde dışarı çıktığımızda  onu gördüm . O , canım arkadaşım , kamyonun altından bir bacağı sallanarak çıkarıldı. Ambulans  ve  polis sirenlerinin  ardından alıp gittiler onu. Ve tabii ki önce kötü haber , sonra bacağı geldi. Evet, arkadaşım hayatına bundan sonra tek bacağı ile devam edecekti maalesef...

Günlerce, haftalarca  onun hastaneden dönmesini bekledik; en güzel oyuncularımızı hastaneye  ona gönderdik. Hastaneden döndüğünde bizi çok şaşırttı arkadaşım. Hayatına resmen kaldığı yerden devam etti. O kadar kararlı, azimli bir çocuktu ki biz  onun engelini hiç fark etmedik. Hiç  ona acımak, merhamet etmek durumunda kalmadık .O  hala kıpır kıpır , yerinde duramayan, düz duvara tırmanan bir çocuktu .Belki koltuk değneği de bu tırmanmalarda merdiven görevi görüyordu.

O yaşıtlarından hiç  geri kalmadı. Oynadı, zıpladı, okuluna gitti. Benden iki yaş küçüktü. Benden iki yıl sonra benim gibi liseyi birincilikle bitirdi, üniversiteyi kazandı, üniversiteden mezun oldu.

Bacağına protez yaptırmak için gidip gelirken Ankara yollarında aşık oldu, evlendi, çocukları oldu. O çok iyi bir eş, çok iyi bir anne . Bir  kamu kurumunda iyi bir pozisyonda çalışıyor. O , kendini asla bir engelli olarak görmedi. Kimseden bir ayrıcalık ,merhamet beklemedi. Kimsenin ona acımasına izin vermedi.

 O ; bize şunu yaşayarak  , örnek olarak öğretti : İnsan hayatındaki en büyük engel beyindedir, yürektedir. Önemli olan bu engelleri aşmaktır...

3 Aralık  Engelliler Günü kutlu olsun demek istemiyorum, umut olsun, farkındalık olsun,  empati yapılması için fırsat olsun.

 

 

 

 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!