Efes Aktüel

Foça'nın Dibini Sıyırdık...

Biz, Çocuklarımızla Okuyoruz Kitap Kulübü üyeleri, bazen kitabı okumakla yetinmiyor; bir de o kitaba konu olan mekanları kitabın yazarı ile geziyoruz.

Âdeta kitabı yaşıyor ve yaşatıyoruz.

Salgın nedeniyle uzun zamandır yapamadığımız bu gezilere bu hafta yeniden başladık ve yazar Handan Gökçek ile ” Babamın Foça ‘sı “ kitabını yaşamak için düştük yollara.

Öyle serpme kahvaltı filan yapıp bir sürü savurganlığa meydan vermedik. Yol üstünde bir kır kahvesinde durup birleştirdik masaları , açtık çıkınlarımızı, söyledik çaylarımızı.

Kahvaltıdan sonraki ilk durağımız ; yazarımızın, kitabın yazım aşamasında sık sık gittiği küçücük bir çayhaneydi. Orada yudumladık ; kulpsuz, el boyaması fincanlarımızla kahvelerimizi. Kahveleri içerken ilk ağızdan dinledik kitabımızın kahramanı Serenay'ın gerçek ve acı hikayesini.

Foça içinde Karataş’a rastlamak ümidiyle dolaşırken Iyon Pansiyon’ un önünde bulduk kendimizi .

Beş Kapılar Kalesi civarında , denize nazır bir çay bahçesinde , tavşankanı çaylar eşliğinde yapıverdik imza ve söyleşimizi.

Öğle vakti gelince herkes kendince bir mekan seçti karnını doyurmak için. Bazı arkadaşlarımla ve yazarımızla Serenay ‘ın annesini tanımak için Efsane Lokantası’nı tercih ettik. Kızının acısını unutmak için kendini yemeklere veren anneyi tanımak istedik herhalde.

Foça’ya gelip Siren Kayalıkları’nı görmemek, Kapadokya’ ya gidip Peribacaları’nı görmemek gibi olacak deyip grup arkadaşlarımızla atladık bir tekneye ve açıldık denize...

Havanın biraz bulutlu olması, güneşin ışıl ışıl denize yansıması o kadar güzeldi ki hepimiz mutluluktan uçuyorduk.

Adalardan sonra Siren Kayalıkları’na vardık. Bu muhteşem doğa harikası yeri görmeden gelseydik, gezimiz yarım kalacakmış.Kaptan burada fokların yaşadığını anlatınca sessizce ,acaba bir fok görür müyüz ,diye çevreyi incelemeye başladık. Son olarak Atatürk silueti şeklindeki Atatürk Adası’nı İzmir Marşı eşliğinde turlayıp yüzümüzde gülücük , ruhumuzda huzur ile evlerimize döndük.